Güzel Bir Gece

Akşamın bir yarısında evde tek başına oturmuş Titanik izliyordu Tinsley. Ah ne kadar da yapmacık! diye düşünmeden edemedi. Bu filmi hiçbir zaman sevmemişti. Ve hala da sevmiyordu. Ama yapacak bir şeyi de yoktu. Güzel yeşil gözlerini ekranda ki adama dikmişti şimdi. Adamın yakışıklı olduğunu düşünüyordu her kız gibi. Ama ilgi çekici değildi Tinsley'e göre. Tinsley daha değişik bir şey arıyordu. Kimsenin sahip olamayacağı bir şeyi. Yine iç çekti Tinsley. Bugünlerde kendini yalnız hissediyordu. Eskiden olsa, yatılı okulunda ki kızlar yatakhanesinden kaçıp herhangi bir partiye akardı. Ama şimdi kimseyi pek tanımıyordu. Bu da onu sinir eden faktörlerden biriydi. Kucağında duran mısır tabağına baktı üzüntüyle. Hiç mısır sevmezdi. ama kendini havaya sokmak için bu lazımdı. O sırada cep telefonu öttü. Mesaj gelmişti. Tinsley olağanüstü bir hızla telefonu açtı.

*Hey Barcade'deyiz. Tanışmanı istediğim birisi var. Öptüm.*

Mesaj M.'dendi. Ve beni biriyle tanıştırmak istiyordu. Acaba kiminle tanıştıracaktı. Üzerinde bulunan tabağı yatağına bıraktı ve elbise dolabına dans edermişcesine zarif adımlarla ilerledi. Dolabın kapısını açtı ve mavi dar bir kot, beyaz ve üzerinde tanımadığı bir ünlünün resmi olan bir t-shirti giyiverdi hemen. Onun için giyinmek o kadar önemli değildi. Çünkü Tinsley'i her zaman güzel bulurlardı. Her haliyle. Saçına hiç karışmadı. Düz ve uzundular. Tinsley hafif bir makyajın ardından kendini lumuzine attı. Bir kaç dakika sonra Barcade'nin önündeydi. İç çekip arabadan zarifçe indi. Bazen bu hareketleri bir meleği andırıyordu. Gülümsedi ve içeriye girdi. İçerisi çok durgundu. Ve o an da M.'yi gördü. Yanına doğru ilerledi.

''Birileri beni çağırmış bakıyorum!'' dedim gülümseyerek. O sırada şu ünlü fotoğrafçıyı farketti. Onu duymuştu Tinsley. Ama hiç konuşmamıştı. Çok güzel fotoğraflar çektiğini duymuştu.

Müzik oldukça yüksek değildi! Ve Tinsley bundan nefret ederdi. Müziğin bu kadar kısık olduğu yerler onu daraltırdı. O sırada telefonuna bir mesaj daha geldi. Açıp bakmak istiyordu. Ama bir yandan da bunun önemli olmadığını düşünüyordu. En sonunda gülümseyip telefonunu eline alıp baktı. 3 tane cevapsız arama vardı. Ve hepsi de ismini duymak istemeyeceği şahıstandı. Yani bu şahıs eski okulundandı. Eski okulunu bir kenara bırakmıştı artık. Onlarla bir daha görüşmek istemiyordu. Cevapsız aramaları listeden sildi ve telefonunu cebine yerleştirdi. Barmen'e döndü.

''Viski. Yanında limon felanda olursa sevinirim''

Bu kibarlıkta nerden çıkmıştı böyle? Genelde Tinsley bu nazikliği etrafta hoşlandığı bir çocuk varken yapardı. Ve şimdi de.. Thomas için yapıyordu! Kendi bile farketmeden ondan hoşlanmış mıydı? Daha hiç konuşmadan yani. Kendi kendine gülümsedi. Tinsley durumlarına bir gariplik daha eklenmişti. Thomas'a baktı. Ondan hoşlanıyor gibiydi. Ama konuşmadan bir şey anlayamazdı ki. İç çekmemek için kendini tuttu ve barmenin hazırladığı viskiyi tek dikişle içti.

Thomas.. Onun için ne düşüneceğini bilemiyordu Tinsley. Normalde çok konuşkan olan Tinsley şu an da pek konuşamıyordu. Alaycı bakışlarımı takındı. Her zaman bu bakışların ona yakıştığını söylerlerdi. Ve bunu bu akşam kullanabilirdi. Ya da kullanamazdı. Hemen senaryo yazmaya başlamıştı Tinsley kafamda. Her zaman ki gibi. Gülümsedi ve barmen'e içkisini içaret etti. Barmen Tinsley'e göz kırpıp içkisini tazeledi.
Flört kokusu alıyordum barmenden. Ama barmen umrumda değildi.
Şu an da umrumda olan kişi Thomas'tı.
''Senin adını duymuştum aslında Thomas. Şu ünlü fotoğrafçı. Waverly de ki bütün kızlar sana hayrandı. Şimdi sebebini anlayabiliyorum''
İşte kendimi tutamadan ağzımdan kaçırmıştım!
Hay aksi! Ama yine de söylediğime sevinmiştim. Thomas'ın ne söyleyeceğini merak ediyordum doğrusu. O sırada M. bana göz kırptı.

Az önce Thomas'ın bana söylediklerinden dolayı nerdeyse Tinsley havaya uçacaktı. Ama tabii ki Tinsley Carmichael havaya uçmazdı. Gözlerini Thomas'a dikti. Demek ki Tinsley ile ilgileniyordu. Ama bu iş o kadar da kolay olmayacaktı. Çünkü Tinsley zoru oynamayı severdi. Işıl ışıl ve kibirli gülümsemesini takındı.
''Neler söylediklerini bilmiyorum. Ama eminim ki onların söylediği kişi ben değilimdir. Herkes beni farklı tanıyor. Ve bu beni sinir ediyor''
Thomas diğer çocuklardan farklıydı Tinsley'in gözünde.
Ve Tinsley'in de ilgisini çekiyordu. Ve çokta yakışıklıydı. Kısacası Tinsley'in bir erkekte aradığı her şey Thomasta vardı.
Tinsley cebinde titreyen telefonu çıkarttı ve telefonu kökünden kapatıp tekrar cebine koydu. O sıra da Thomas'ın ona bakışlarını yakaladı.
Etkileyici ve şaşkın.
Tinsley tekrar içkisine döndü ve içmeye koyuldu. Barmenin ona bakışları, Tinsley'i sinirlendiriyordu. Ama şimdi bundan söz etmeye gerek yoktu.

Tinsley, Thomas'ın sözleri üzerine gülümsedi. Thomas kızarmıştı. Ve bu onu çok etkilemişti. Çünkü genelde Tinsley den hoşlanan erkekler kızarmazdı. Daha doğrusu kızaramazlardı. Çünkü hepsi oldukça kendinden emin olurlardı. Ama Tins onları hep geri çevirirdi. Bu onu güldürürdü hep.
Thomas'a tekrar baktı.
Farklıydı. Ve Tinsley'e kendini çok daha özel hissettiriyordu. Tinsley'in gülümsemesi yüzünde yayıldı.
''Teşekkürler'' dedim.
Hayatım da bir çok kez, bir çok kişiden iltifat almıştım. Ama bu Tinsley'e.. Daha değişik gelmişti. Yoksa bunu hoşlandığı bir çocuktan duyduğu için mi böyle değişik hissetmişti? Bunu anlamak oldukça zordu.
Her geçen dakika Thomas dan biraz daha etkileniyordu.
''Peki sen benim nasıl biri olduğumu düşünüyorsun?'' diye ekledi Tinsley.
Konuşacak bir şey bulamıyordu. Bu ilk kez başına geliyordu.

Tinsley'in kalbi heyecandan hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Daha önce hiç böyle olmamıştı.. Hiç böyle hissetmemişti. Bu duygu çok farklıydı. Sevinç, üzüntü, öfke.. Bu hissettiği daha derin bir histi..
Yoksa aşık mı olmuştu?
Tinsley en son kime böylesine büyük bir duygu hissettiğini hatırlamıyordu. Çünkü öyle özel biri hiç olmamıştı.
Aşk hayatı her zaman sallantıda olmuştu. O özel kişiyi hiçbir zaman bulamamıştı. Ve şimdi bulmuş muydu?
Kesinlikle bulmuştu!
Ve şimdi Thomas'ın ona söylediklerini düşünüyordu. Bütün kalbi Evet! diyordu. Ama beyni bunun bu kadar kolay olmaması gerektiğini haykırıyordu.
Ne diyeceğini şaşırmıştı Tinsley.
''Seni yakından tanımak isterim'' dedi sonunda Tinsley.