Olacaklara Hazırlanın

Kişiler : Tinsley Carmichael , Jenna Queens
Zaman : Akşama doğru
Şahıs : 3.Tekil Kişi
Olay : İki suç ortağı ve samimi arkadaş uzun zamandır birbirlerinden bir haber.Peki neler oldu ? Ve en önemlisi neler olacak ?




Okuldan sonra şoförü , siyah jipiyle Jenna'yı bekliyordu.Yarım saati geçmişti ve biraz daha yolda durursa bir polis memuru dayanabilirdi kapısına.Hızla arabaya doğru yönelen Jenna'yı gördü ve anahtarı çevirip motoru çalıştırdı.Güzel kız , kağıyı sertçe çekti."Eve !" diye emretti.Çok geçmeden apartmanına varmışlardı.Asansöre bindi ve son kata 28 numaralı dairesine çıktı.Telefonu titreşti.Elini çantasına soktu ve ufak bir kurcalamadan sonra telefonunu eline aldı.Mesaj Tinsley'dendi.Çarçabuk hazırlanırsa , hava kararmadan Tinsley'den de çıkıp söz verdiği yakışıklıyla gece turu yapabilirdi.Duşunu aldı , üstünü değiştirdi.Saçlarını kurutup mutfağa yöneldi ve karnının hafif gurultusunu bastırmak için kraker aldı.Evi şöyle bir taradı.Anormallik yoktu.Hizmetçisi Barbara evi çoktan toparlayıp gitmiş olmalıydı.Güzel diye düşündü Jenna.Tins ile aynı apartmanda oturuyorlardı.Ancak Jenna en üst kattaydı.Tekrar asansöre bindi ve 6 numaralı dairenin olduğu kata indi.Bu kısa yolculuğun ardından işte Tinsley'in kapısındaydı J.Zile bir kere bastı.Saçını kulak ardına aldı ve kapıyı açan Tinsley'e kocaman gülümsedi."Heey."

Evde tek başıma oturmuş şarkı sözü yazıyordum. Bu olanların en güzel yanıda bana ilham gelmiş olmasıydı. Ve daha bir sürü güzel yanı vardı. Her zaman böyleydim işte. Asla kendimi başkaları için sıkacak değildim. Ama bir şeyler yapmak istiyordum. İntikam istiyordum! Hem de büyük bir intikam! O sırada aklıma J. geldi. Onunla konuşup, büyük bir plan yapıp J.'ye acı çektirte bilirdim. J.'ye mesaj attım ve ardından onun da bana anlatacak şeyleri olduğunu öğrendim.
Ne anlatacaktı acaba?
Burnuma güzel kokular geliyordu. Ve bu güzel kokular gelmeden önce guruldayan karnımı düşündüm. Acıkmıştım. Ama yemek yemek içimden gelmiyordu. Neyse.. Bir pizza çağırsam yeterdi benim için. Belki J. de yerdi.
Telefonumu elime aldım ve pizzacıyı arayıp karışık orta boy bir pizza istedim. O sırada zil çaldı. Gelen J.'ydi.
''Hey, tatlım! Hoş geldin''

Sıcak bir kucaklaşmanın ardından Tinsley'in ferah evine bir adım atmıştı Jenna.Yanından eksik etmediği el çantalarından birini almıştı yine.İçeri geçmeden önce anahtarlarını ve çantasını koydu girişe.Saçlarını yeni yıkadığında hep aynı şeyi yaşardı.Yine yerinde durmuyorlardı.Güzel görünselerde o sevmiyordu işte.Hep önüne geliyordu.Parmaklarını saçlarına geçirdi ve arkaya attı.Tinsley'in koluna girdi.Odalara bir göz attı."Nereye geçiyoruz ?" diye sordu.Tinsley'in aynı kendisininki gibi renkli gözlerine baktı.Hakkını vermeliydi ki onun mavi gözleri daha bir can alıcı tondaydı.Kızıl saçlarıda bugün oldukça şekilliydi.Ama J , başkalarını övmeyi sevmezdi.Fazla yakın olmayı da.Ne kadar birbirlerinin her türlü yaramazlıklarını bilselerde mesafeleri oldukça iyiydi.Ve evet bu da arkadaşlıkları için güzel bir şeydi.

''Benim 'bar' diye adlandırdığım odaya geçiyoruz'' dedim gülümseyerek.
Bu bar odası babamın fikriydi. Benim barları çok sevdiğimi biliyordu. Ve bana bundan dolayı aynı bir bar gibi büyük bir oda yaptırtmıştı. Gülümsedim. Bu oda benim her zaman çok hoşuma giderdi.
Ve evime gelenlerde bu odaya bayılırlardı.
J.'nin yüzündeki şaşkınlık karşısında gülümsedim. Bir oda'nın nasıl bir bar olacağını düşünüyordu herhalde. Ben de başta böyle düşünmüştüm. Ama sonra babam teknisyenleri çağırıp bu odayı büyütebilecekleri kadar büyütmüşlerdi.
Ve sonunda Waverly'in yanında bulunan Sosyetik Bar'ın tıpa tıp aynısını benim için yaratmıştı. Sosyatik bar Waverly güzellerinin her zaman uğradığı bir odaydı.
Neysee..
Bar odasına geçtiğimiz de J.'nin gözleri kamaşmıştı.
''Güzel değil mi?''

Tinsley'in bar diye adlandırdığı oda karşısında şaşkınlığını gizleyemedi Jenna.Daha önce bu odayı görmemişti.Tins , yeni dekore etmiş olmalıydı."Çok hoş.Burayı sevdim." dedi J.Oda içinde ilerlediler.Ne olsa Tins bir organizatör diye düşündü.Bu yüzden zevki iyiydi.Jenna taburelerden birine oturdu.Karnı zil çalıyordu.Yediği bir kaç kraker işini görmemişti.Ancak Tins bu işi halletmiştir diye düşündü ve bacak bacak üstüne attı.Derhal konuya girmeliydi ve tabii ki T'den yeni haberler de almalıydı."Bugün okula gittim." dedi ve bir kahkaha patlatıverdi.Aslında bu onlar için alışıldık bir cümleydi ama normal insanlar olsalardı kesinlikle komik kaçardı.Onlar Manhattan gençleriydi.Şüphesiz."Tahmin et bakalım hangi ahmakla münakaşaya girdim ?" dedi ve alaycı bir bakış attı karşısında oturan Tins'e.Devam etti."Tahmin etmekte hiç zorlanmayacaksın inan."

''Imm..'' Tinsley gülümseyerek düşünüyormuş gibi yaptı. ''Jodelle sürtüğüyle mi?''Ardından kahkaha attı. Neler olduğunu duymak için ölüp bitiyordu Tinsley. Bar kısmına geçip iki tane bardak alıp koydu masanın üzerine. Ve içine viski doldurmaya başladı.
Tinsley viski severdi.
J.'de ona viski içerek eşlik edebilirdi. Tinsley'in karnı guruldadı yine. Bu pizza nerde kalmıştı?
Gülümsedi. Tam o an da zil de çaldı.
J. kimin geldiğini sorarcasına Tinsley'e baktı.
Tinsley ise bir şey demeden yakışıklı pizzacıdan pizzasını alıp odaya döndü. J.'nin gözleri kamaşmış gibiydi.
''Güzel, zarif, ve zayıf kızlar olabiliriz. Ama arada sıra da pizza yemekten kimseye zarar gelmez''

Jenna kokuyu aldığında zayıf kızlar kısmını unutmuştu bile.Evet bu iyi olacaktı.Daha da iyisi viski ve pizza ikilisi ne kadar alakasız da olsa en sevdiği şeylerdendi.Tins , kutuyu açtı ve içinden sıcacık buharlar süzüldü.Pizza dilimlenmişti.En sevdiği markadan olması Jenna'yı sevindirmişti.Koca bir dilimi eline alıp bir ısırık aldıktan sonra viskisinden de bir yudum aldı."Doğru tahmin.O sürtük herkesin içinde Z ile yattığımı söyledi.Hani şu tatlı çocuk.Maalesef ikinci sınıflarda olan." dedi istemeye istemeye Jenna.Bu olaydan dolayı kendisini rezil hissetmesi gerekirken bile vurdumduymazlığını öyle öne çıkarıyordu ki sanki o değilde başkası yaşamıştı tüm olanları.Hiç bir şey olmamış gibi pizzadan yemeğine devam etmesine T de hayrete düşmüş olmalıydı.Başını kaldırdı ve ciddi bir ifadeyle yüzüne bakan Tins'e çevirdi bakışlarını.O da Jodelle'ye sinir olurdu."Tabii ben de boş durmadım." diye devam etti Jenna.

J. bana olanları anlatırken ben de birinci pizzamı yiyordum. Pizza hayatım da sevdiğim en güzel şeylerden biriydi. Bağzı kızlar bunu ezikçe buluyordu. Ama bu bence çok havalıydı. Yani pizza yiyip yanından geçen erkekleri etkileyici bir gülümsemeyle ve tatlı, kısık gözlerle onları baştan aşağıya süzmek..
Kesinlikle havalıydı.
''Ne yaptın? Hepsini bilmek istiyorum''
Viskimden bir yudum aldım. Pizza ile yanyana hiç gitmiyorlardı. Ama ikisini de seviyordum. Viski ve pizza.. Hayallerimin yemek ve içecekleriydi.
J.'ye meraklı meraklı bakıyordum. J. ise bana gülümsedi. Büyük şeyler olmuş gibiydi. Gülümsedim. Bunu nasıl kaçırmıştım ben!

Tins o sırada yanında olmadığı için çok şanssız Jenna'nın.Ama Jodelle ona tam olarakta vuramadığı tokatını kaldırdığında hmm bu pek iç açıcı değildi.Jodelle ıskalamıştı aslında ama istediği sadece tokat atarken yarattığı manzaraydı.Adaletsizlik olduğunu düşündü J.Çünkü hiç beklemediği bir anda durduk yere saldırmıştı ona.Ne kadar seviyesiz bir davranıştı.Nerden başlayacağını düşündü Jenna."Gittim ve beni tehdit edemeyeceğini bilmesini söyledim.O da hazır bir açığımı yakaladı diye insanların gözü önünde bunu dile getirdi.Yani ona göre bir açığım.Ben yaptığım şeyin arkasındayım.Biriyle birlikte olduysam bundan kime ne ?" dedi.Sonra ayağa kalktı ve odada dolaşmaya başladı.Burası renkli ışıklarla donatılmıştı.Tins ile konuşup bir parti düzenlemek fena olmazdı ama burası sıradan arkadaşlar için harcanacak kadar ucuz bi yere dönüşmemişti.Özel kişiler.Jenna'nın aklına yine türlü şeytanlıklar yattı.Burada biriyle sevişmenin hem barda yaramazlık hemde evinde rahatsın felsefesini taşıyabileceğini düşündü."Tabii seviyesiz olduğunu bir kez daha kanıtladı ve kaba kuvvete girişti.Öncelikle beni itti.Ama ben tükürdüğümü yalamam.Annesinin - öz annesinin yani - onu terketip gittiğini ve bir bağımlının kızı olduğunu söyledim.Bu daha büyük utanç.Normal birinin böyle bir şey dile getirildiğinde üzülmesi gerekir." dedi J.Her köşeyi didik didik ettikten sonra tekrar taburesine yerleşti ve masada duran pizzadan bir dilim daha kaptı.

J.'nin anlattıkları bende şok etkisi yaratmıştı. Gerçekten böyle bir şey var mıydı? Kahkaha attım. Tam da Jodelle sürtüğüne yakışacak türden bir şeydi bu. Benim annem bağımlı olsaydı bunu kimse öğrenemezdi. Ama konu Jodelle ise, o sürtük sır saklamasını beceremezdi. Ve bunun kanıtıda buydu.
''Ah, gerçekten büyük bir sürtüktür. Kaba kuvvet'e her zaman açıktır. Ve annesinin durumuna malesef şaşırmadım. Yani gerçek olmayan annesi ile aralarında dağlar kadar fark var. Şimdi.. Onun daha fazla sırrını öğrenmeliyiz. Daha önemli.. Kimseye anlatamayacağı kadar değerli bir sır''
Bunları düşünürken yine Waverly de ki Tinsley olmuştum. Buranın Waverly olmadığını söyleyip duruyorlardı. Ama hayır.. Waverly daha da üstündü burdan. Waverly de kızlar buradakilerden 10 kat daha çok dedikodu yapıyordu. Ellerinde Black Berry'leri düşmezdi ki hiç. Ama herkes inatla buranın farklı olduğunu düşünüyordu.
Pizzamdan bir ısırık daha aldım.

Jenna , yaşananların üstünde daha fazla durmak istemiyordu.Çünkü gereksizdi ve J , birinden intikam alacak kadar değerli bulmazdı karşındakini.Hem eğer her önüne gelenle tartışıp , sonunda yaşananlar umrunda olacaksa depresyona girmesi gerekirdi.Herkes onunla uğraşırdı.Chanelle'in yanındaydı ve okulda bir popüleritesi vardı.Güzelliğiylede övünmez ama iyi kullanırdı.Bunlar ona yeter de artardı bile.Ancak üstünü de ört bas etmek istemezdi.Tinsley , mutlaka birşeylerin öcünü alırdı.Kimsede hakkını bırakmazdı.Aralarında her ne geçerse geçsin şimdi o da Jo'yu sevmiyordu işte.Kim seviyordu ? Xena mı ? Tins'in cevap bekler bir edayla söylediği cümlelerde düşüncelere daldı.Aslında yoğundu ve Jodelle bir süre ayağının altında gezinmese iyi ederdi."Öyle de olsa aklanmanın bir yolunu bulur.Bilemiyorum.O kızla hiç bir samimiyetim olmadı.Tüm şu 4 sene içinde.Sadece gıcık olduğunu biliyorum.Hepsi bu." dedi Jenna.İstemsizce gülümsedi.Gerçektende tek bildiği buydu."Aklında ne var ?"

Aklımda ardı ardına oluşan bir sürü plan vardı. Ama önemli olan bunları uygulayabilmekti. Ben Tinsley Carmichaeldim ve planlarımı her zaman hayata geçirirdim. Ama bu sefer çok daha zor olacaktı. Çünkü burası Waverly Akademisi değildi. Aslında Waverly de çok daha büyük sürtükler vardı. Mesela ben. Ama ben Jodelle gibi asi değildim. Ve Jodelle gibi gözüm kapalı değildi. Her şeyi görür, bilir duyardım. O kıçı havalarda dolaşan sürtük önünde ki kayaları göremiyordu. Bir gün onlara çarpıp düşecekti. O zaman yaklaşıyor olabilirdi. Onu devirme zamanı yaklaşıyor olabilirdi. ''Bu hayatta mutlaka her insan bir şeye önem verir. Önem verdiği şeyi elinden alalım. Bu sayede.. Hayatında ki tek şey olmadığı için küçük bir bebek gibi kıç üstü yere oturacak'' Bu söylediklerim beni keyiflendirmişti. Pizzamdan bir ısırık daha aldım. J. söylediklerimi düşünüyor gibiydi. Sonunda J.'nin gözünde ki o ateşi gördüm. J. de bana gülümsedi.